Arkanızdan konuşan insanlar gerçekliğin bir parçası haline geldi. Elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışsanız bile kaçınamayacağınız bir şey haline geldiler.
Bir tanıdık ya da iyi bir arkadaş olması önemli değil, bir noktada sizin hakkınızda dedikodular yaymaya başlayacaklar. Dedikodularının kaynağı olacaksınız ve sık sık işlerinize burunlarını sokacaklar.
Sizi şahsen tanımasalar bile, hayatınızla ilgili her şeyi biliyormuş gibi hissedeceklerdir. Hikayenizi çözmeye çalışarak her hareketinize dikkat edecekler.
Dedikodu basit ruhlu insanların eğlencesidir. (Corneille)
Böyle bir kişi asla doğrudan yanınıza gelip onu rahatsız eden şeyin ne olduğunu size söylemeyecektir. Yüzünüze bakmayacak ve yaptıklarınızı açıklamanızı istemeyecek.
Bunun yerine, aynı şeyi size söylemeye cesaret edemeden kişiden kişiye dolaşacak ve onlarla hayatınızı tartışacaklar. Akıllarında zaten bir hikaye var ve bunu dünyanın geri kalanıyla paylaşmaları gerekiyor.
Dedikodu Cesaret istemez. (Rus Atasözü)
Peki, insanlar neden bu şekilde davranmayı seçiyor? Neden doğrudan size sormak yerine dedikodu yapmayı seçiyorlar?
İnsanlar neden arkanızdan konuşur ve dedikodu yapar?
Kendiniz hakkında söylentiler duymak hoş değil. Mantıksız olabilir ama dünyanın geri kalanının bunların doğru olduğuna inandığı sözleri dinlemek.
Şu anda bundan sonra ne yapacağınızı bilmiyorsunuz. Kendinizi korumak ve sesinizi yükselterek hakkınızda duyduklarının birinin dünyaya yaydığı çirkin, manipülatif bir yalan olduğunu herkese anlatmak istiyorsunuz.
Ancak nasıl yanıt vereceğinize karar vermeden önce, insanları arkanızdan konuşmaya neyin motive ettiğini anlamalısınız. Neden sizin hakkınızda dedikodular yayıyorlar ve böyle bir şey yaptıklarını bile bile geceleri nasıl uyuyabiliyorlar?
1-) Seni kıskanıyorlar
Hayatı yüzünüzde bir gülümsemeyle sürdürdüğünüzü, kendiniz için mücadele ettiğinizi ve başarıya ulaştığınızı gördüklerinde insanlar kıskanır. Tüm başarılarınızı kıskanıyorlar ve sonra sizi yıkmanın bir yolunu arıyorlar.
Bu davranış insan bilincinin derinliklerine yerleşmiştir. Bir başkasının yaşadığı gibi yaşayamadığımızda, bu kişiyi aşağılamak için hemen elimizden gelen her şeyi yaparız.
Bu, insanların kendi içlerinde geliştirdikleri en kötü alışkanlıklardan biridir. Başkasının başarısına sevinmek yerine, çoğu zaman tam tersini yaparız. Kıskanırız ve daha iyi hissetmenin yollarını ararız.
Yani ne zaman övgüye değer bir şey yapsanız, insanlar arkanızdan konuşmaya başlıyor. Başarınızı kıskandıkları için, şu anki konumunuza nasıl geldiğinizle ilgili senaryolar üretecekler. Bulunduğunuz yere ulaşmak için gösterdiğiniz tüm çabayı görmezden gelecekler ve hakkınızda kötü konuşmaya başlayacaklar.
Ne yazık ki, bu onların kendilerini sizden üstün hissetme ve sizden daha iyiymiş gibi davranma yollarıdır. Ama onlar ne derse desin siz her zaman gerçeği bileceksiniz. Buraya nasıl geldiğinizi bileceksiniz ve bu, onların sizden asla alamayacakları bir şey.
2-) Kendi hayatlarını umursamıyorlar
Arkanızdan konuşan kişi genellikle hayatından memnun değildir. Kendilerini mutsuz hissederler ve özgüvenleri o kadar düşük düzeydedir ki, onlar için endişelenmeye başlarsınız.
Kendilerini heyecanlandırmayan sıradan bir hayat sürdüklerini anlayınca, dikkatlerini başka birine çevirirler. Sizin gibi birine. Hayattan ne istediğini bilen ve bunu başarmak için elinden geleni yapanlar.
Sonra da sanki hayatınız hakkında yorum yapma hakları varmış gibi davranarak hakkınızda dedikodu yapmaya başlarlar. Evlerinde oturup başkalarının hayallerini gerçekleştirmesini izlerken doğru yapmayı bildikleri tek şey olumsuz yorumlar yapmaktır.
Bu onların hayatlarının dibi. Arkanızdan konuşan kişi oturduğu yerden kalkıp sizi mutlu eden şeyi yapmak yerine size ve yaşadığınız hayata odaklanmayı seçer.
Kendileri için daha iyi yapabilecekleri pek çok şey varken, enerjilerini geçmişinizi ve şimdiki zamanınızı araştırarak harcarlar. Ancak ne yazık ki kendi hayatlarını değiştirecek kadar kendilerine güvenmiyorlar. Böylece sizin hayatınıza odaklanırlar ve ondaki kusurları ararlar.
3-) Heteroseksüel olmaktan acizdirler
Arkanızdan konuşan kişi genellikle kendini zayıf veya savunmasız hisseder. Onların yanında olsaydınız, fikirlerini doğrudan nasıl ifade edeceklerini bilmediklerini anlardınız.
Seslerini nasıl yükselteceklerini ve onları rahatsız eden şeyi nasıl söyleyeceklerini bilmiyorlar, çünkü onların bakış açısına göre bu imkansız görünüyor. Bu yüzden onları neyin rahatsız ettiğini size söylemek yerine gidip arkanızdan konuşacaklar.
Arkadaşınız gibi davranacaklar ama odadan çıkar çıkmaz sizi sırtınızdan bıçaklayacaklar. Onlarla yüz yüze görüşseniz ve hakkınızda söyledikleri yalanları sorsanız bile, yaptıklarını destekleme cesaretini gösteremezler. Herhangi bir şeyi itiraf etmek yerine gözlerinizin içine bakarak yalan söylemeyi tercih ederler.
4-) Onlardan çok öndesiniz
Birisi sizin onlardan çok önde olduğunuzu anladığında arkanızdan konuşacaktır. Siz onların olmak istediği her şeysiniz, ama oraya nasıl ulaşacaklarını bilmiyorlar.
Siz, onlar için ulaşılmaz bir hedefi temsil ediyorsunuz. Kimsenin yardımına ihtiyaç duymadan her şeyi kendi başınıza başardınız ve sizi mutlu eden bir hayat sürdünüz.
Sürdürmek istedikleri hayat bu. Günün her anından keyif aldıklarını hissetmek isterler, ama ne yazık ki bundan çok uzaktadırlar.
Ancak sizin gibi olma yolunda çalışmak yerine, arkanızdan kötü şeyler konuşmayı tercih ederler. Başarınızı küçümseyerek, sizin ulaştığınız noktaya kendilerinin asla ulaşamayacaklarını düşünüyorlar.
Derinlerde, sizin onlardan daha iyi olduğunuzu kabul ediyorlar ve bu nedenle sizinle yarışmaya bile girişmiyorlar. Onlar, sizin gibi hayalleri için savaşacak kadar özgüvenli değiller. Bu yüzden, kendilerini yüceltmek yerine, sizi aşağılamayı daha kolay buluyorlar.
5-) Senden hoşlanmıyorlar
Bir kişi, sırf sizi sevmediği için arkanızdan konuşmaya karar verebilir. Belki bir kez tartıştınız ve o zamanından sonra o sizden rahatsız olmaya başladı.
Sizin hakkınızda ne hissettiklerini size söylemek yerine dedikodu yaymaya karar verdiler. Sizinle yüzleşmeye ve aranızdaki anlaşmazlıkları çözmeye cesaret edemediler, ama sonunda arkanızdan konuşmaya başladılar.
Bu davranış, hâlâ olgunlaşmamış olduklarını ve sizden çok daha düşük bir seviyede olduklarını açıkça göstermektedir. Duygularını nasıl ifade edeceklerini bilmiyorlar ve sizin hakkınızda dedikodu yapmayı tercih ediyorlar, ki bu pek de düzgün bir insan davranışı gibi görünmüyor.
6-) Kendi sorunlarını görmezden gelirler
Bazen hepimiz, karşılaştığımız tüm sorunlardan dolayı kafamız patlayacakmış gibi hissederiz. Bunları çözmek için yeterli enerjimiz olmadığını hissediyoruz ve her şey imkansız bir görev gibi görünmeye başlıyor.
Ancak genellikle kişiler, sorunları üzerinde çalışmaya başlar. Adım adım çözüm ararlar ve tünelin sonundaki ışığı bulmaya çalışırlar.
Ancak kendini yeteneksiz görenler aynı şekilde davranmayacaktır. Sorunlarına odaklanmak yerine arkanızdan konuşmayı tercih edeceklerdir.
Onlara, kendi hayatları üzerindeki dikkatlerini dağıtmak için hizmet ediyorsunuz. Hakkınızda dedikodu yayarak sorunlarını unuturlar ve enerjilerini sizin için harcarlar.
Ancak bu tür davranışlardan asla fayda sağlamayacaklar. Başka birinin hayatını karıştırmaya odaklandığınızda, yalnızca zamanınızı ve enerjinizi boşa harcıyorsunuz. Böyle bir kişi, yaşam boyunca ilerlemek yerine, onu aşağı çeken bataklığa daha da derin batacaktır.
Bir noktada, başka pek çok şey yapmaları gerekirken dedikodu yaparak zamanlarını boşa harcadıklarını fark edecekler. Ancak bu durumun farkına vardıklarında herhangi bir şeyi değiştirmek için çok geç olacaktır.
7-) Özsaygıları düşüktür
Düşük benlik saygısı en büyük düşmanınız olabilir. Pek çok insanın daha fazlasını hak ettiklerine inanmadıkları için zamanlarını yararlı hiçbir şey yapmadan harcamalarının nedeni budur.
Arkanızdan konuşan biri genellikle kendini savunabilecek kadar özgüvene sahip değildir. Hayatta nasıl başarılı olacaklarını bilmiyorlar, bu yüzden zamanlarını başkalarının hayatlarına müdahale ederek harcıyorlar.
Mutluluğu hak etmediklerine inandıkları için, başkalarını da mutsuz etmeye çalışırlar. Böyle bir kişi, zamanını kendi üzerinde çalışmak yerine, tüm enerjisini hayatınızdaki kusurları bulmaya yönlendirecektir.
Ne yaparsanız yapın, yorum yapacak bir şeyler bulacaklar. Sana kızmak, kendilerini daha iyi hissetmek için kullandıkları bir terapidir.
Bu noktada, kendilerine ne kadar zarar verdiklerinin farkında bile değiller. Yapabilecekleri pek çok yararlı şey varken, işlerinize karışarak zamanlarını boşa harcadıklarının farkında değiller.
Ama onların derslerini öğrenmelerine izin vermeniz gerektiğine inanıyorum. Yaptıkları tüm hataları anlamalarına izin vermelisiniz, çünkü daha iyiye doğru değişebilmelerinin tek yolu budur (eğer bu mümkünse 🙂 ).
8 – Başkalarının yolundan giderler
İnsanların arkasından konuşmak yeni normal haline geldi. Gittiğiniz her yerde insanlar birbirleri hakkında dedikodular yayıyor, başkalarının hayatları hakkında dedikodu yaparak kendilerini yüceltmeye çalışıyorlar.
Görünüşe göre dışlanmış biri olarak görülmek istemiyorsanız yapmanız gereken şey budur; bu yüzden birçok insan topluma uyum sağlamak için başka ne yapabileceklerini bilmedikleri için arkanızdan konuşmayı seçiyor.
Bir grubun parçası olma ihtiyacını hissederler ve bunu genellikle başkalarını taklit ederek yaparlar. Yani çevrenizdeki tüm insanlar dedikodu ve söylentileri paylaşmaya başladığında, doğal olarak siz de onlar gibi aynısını yapma ihtiyacı hissediyorsunuz.
Bu nedenle, başka insanlarla nasıl iletişim kuracaklarını bilemedikleri için arkanızdan konuşacak birçok arkadaşınız olabilir. Herkesin, diğer insanların hayatları hakkında söyleyecek ilginç şeyleri olduğundan, kendi hayatınız hakkında konuşmak harika bir fikir gibi görünüyor.
Ne yazık ki, böyle bir arkadaş, uyum sağlamak için güveninize ihanet edecektir. Arkalarını kolladığınız tüm zamanları unutacaklar, çünkü doğal içgüdüleri onlara diğerleriyle aynı şeyi yapmalarını söylüyor.
Bu nedenle, başkaları dedikodu yapmaya karar verdiğinde kişi onları kopyalama ihtiyacı hissedecektir. Bu, onların onlara daha yakın olma ve topluluğun bir parçası olduklarını hissetme biletidir.
Dedikodusu yapılan kişi ne yapmalı?
Dedikodu, genellikle zararlı ve olumsuz sonuçlara yol açabilen bir davranıştır. Pekiyi dedikodusu yapılan kişi ne yapmalı? Dedikodu yapılan kişinin bu durumu nasıl ele alması gerektiği, durumun ciddiyetine, çevre ilişkilerine ve kişisel tercihlere bağlı olarak değişebilir. Ancak genel olarak şu adımlar önerilebilir:
- Sakin Kalın: İlk tepki vermeden önce sakin olmak önemlidir. Öncelikle ne olduğunu ve nasıl hissettiğinizi anlamaya çalışın.
- Doğrudan Konuşma: Eğer dedikodu yapan kişiyi tanıyorsanız, sorunu doğrudan ve nazikçe onlarla konuşun. Onlara bu davranışın rahatsız edici olduğunu ve size zarar verdiğini açıklayın.
- Destek Alın: Eğer dedikodu, iş yeri gibi bir ortamdaysa veya çözüm bulmakta zorlanıyorsanız, bir üstünüze veya insan kaynakları departmanına başvurun. Destek almak, durumu daha etkin bir şekilde çözmenize yardımcı olabilir.
- Kendinizi Koruyun: Dedikodu yapılan kişinin, kendini koruması önemlidir. Kendinizi savunmak ve kişisel sınırlarınızı korumak için gerekirse uzak durun veya belirli konuları açıklığa kavuşturun.
- Empati Kurun: Dedikodu yapan kişiye karşı öfke veya nefret duygularıyla değil, onların neden bu şekilde davrandığını anlamaya çalışın. Empati kurmak, çözüm odaklı bir yaklaşım geliştirmenize yardımcı olabilir.
- Olumlu Bir Ortam Yaratın: Kendinizi olumsuz enerjilerden uzaklaştırarak ve olumlu bir ortam oluşturarak, dedikodu yapılmasını engelleyebilirsiniz. Pozitif iletişim ve etkileşimler kurun.
- Profesyonel Yardım Alın: Eğer dedikodu, psikolojik veya duygusal olarak size zarar veriyorsa, bir terapiste veya danışmana başvurmak size destek olabilir.
Her durum farklı olduğu için, bu adımların uygulanabilirliği değişebilir. Ancak genel olarak, dedikodu yapılan kişinin durumu doğrudan ele alması ve olumlu bir çözüm araması önemlidir.
Daha fazla psikoloji yazısı için lütfen bağlantıyı tıklayın: Psikoloji
- Erteleme Hastalığından Kurtulmak için Beynini HACKLE! - Mart 26, 2024
- Neden Arkanızdan Konuşuyorlar ve Dedikodu Yapıyorlar - Şubat 21, 2024
- Utangaçlık Tarih Oldu | Utangaçlıktan Kurtulmak Artık Çok Kolay - Ocak 4, 2024